Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://socratesjournal.org/index.php/pub <p>Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches, Akademik Paylaşım Platformu Eğitim Ltd. Şti. kapsamında, Akademik Paylaşım Platformu Yayınevi tarafından yayınlanan açık erişimli, hakemli, uluslararası bir dergidir.</p> <p>2014 yılından bu yana yayın yapan ve dünya genelinde birçok akademisyeni bir araya getiren bu platform, disiplinler arası bir buluşma noktasıdır.</p> <p>Temel amacımız uluslararası akademisyenlere entelektüel bir platform sağlamaktır. Antropolojiden ekonomiye, dilbilimden sanat tarihine, beşeri ve sosyal bilimlerdeki öncü çalışmaları ile; sosyolojiden psikolojiye, halkla ilişkilerden uluslararası ilişkilere, kriminolojiden kadın çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede, derinlemesine inceleme ve çeşitlilik sunarak bu zengin içeriklerin uluslararası arenada öne çıkmasını sağlıyoruz. </p> <p>Orijinal makalelerden teknik notlara, kapsamlı vaka çalışmalarından kitap incelemelerine kadar Socrates Journal, çeşitli yayın türleriyle bilgi paylaşımını desteklemektedir.</p> <p>Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches editörleri olarak, sizlerin kıymetli çalışmalarına ev sahipliği yapmaktan ve akademik yolculuğunuzda sizlere destek olmaktan onur duyarız.</p> Akademik Paylaşım Platformu Eğitim Ltd. Şti. tr-TR Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches 2757-5519 6 ŞUBAT 2023 KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİNİN KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ VE SOSYAL HİZMET MÜDAHALELERİ https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/559 <p>6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, geniş bir coğrafyada yıkıcı etkiler yaratmış ve özellikle kırılgan gruplar olan kadınlar ve çocuklar açısından ciddi psikososyal sonuçlar doğurmuştur. Bu çalışma, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin kadınlar ve çocuklar üzerindeki psikososyal etkilerini incelemeyi ve bu etkilerle başa çıkmaya yönelik sosyal hizmet müdahalelerini literatür taraması yoluyla değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Afet sonrası kadınlar ve çocuklar, travma, kayıp, güvensizlik, şiddet riski ve temel ihtiyaçlara erişimde zorluklar gibi çok sayıda sorunla karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda, kriz yönetimi süreçleri, psikolojik ilkyardım uygulamaları, refakatsiz çocuklara yönelik koruyucu hizmetler, eğitim ve oyun temelli rehabilitasyon çalışmaları, çocuk dostu alanlar ve kadın destek merkezlerinin oluşturulması gibi sosyal hizmet müdahaleleri literatür doğrultusunda analiz edilmiştir. Ayrıca, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları arasında kurulan iş birliği ağlarının, afet sonrası hizmetlerin etkinliği açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekilmiştir. Elde edilen bulgular, afet gibi olağanüstü durumlarda kadınlar ve çocuklara yönelik bütüncül, hak temelli ve cinsiyet, yaş vb. kırılganlıkları gözeten sosyal hizmet uygulamalarının güçlendirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.</p> Bekir ALTIOK Aylin ARICI Doğaç Niyazi ÖZÜÇELİK Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 1 28 10.5281/zenodo.15244885 TÜRKİYE’DE METROPOLİTEN ALAN YÖNETİMİ ÖNCESİ DÖNEM: ANAKENTLEŞMENİN TARİHSEL ARKA PLANI https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/557 <p>1950’li yıllardan itibaren Türkiye’de hız kazanan sanayileşme süreci, iç göç hareketlerini tetiklemiş ve başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyükşehirlerde plansız ve yoğun bir kentleşme süreci yaşanmıştır. Bu hızlı kentsel büyüme, yerel yönetimlerin hizmet sunum kapasitesini zorlamış, parçalı idari yapı nedeniyle hizmetlerde eşgüdüm sağlanamamıştır. Bu durum, anakent ölçeğinde bütüncül planlama ve yönetimi mümkün kılacak yeni bir model arayışını beraberinde getirmiştir. 1980 sonrası dönemde, özellikle 1984 yılında çıkarılan 3030 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Türkiye’de ilk kez büyükşehir belediyesi sistemi yasal bir zemine oturtulmuştur. Anakent belediyesi modeli; kentleşme, planlama ve kamu hizmetlerinin etkin sunumu amacıyla geliştirilmiş, mekânsal ve yönetsel ölçekte daha yüksek düzeyde bir koordinasyon sağlamayı hedeflemiştir. Bu bağlamda geliştirilen kısa ve uzun vadeli anakent yönetim modelleri arasında hizmet anlaşmaları, özel amaçlı örgütler, birleştirme modelleri ve yerel federasyonlar öne çıkmıştır. Türkiye’de bu yapının kurumsallaşmasında 2560 ve 2561 sayılı Kanunlar ile İstanbul özelinde kurulan İSKİ gibi kurumlar öncü olmuştur. Ayrıca Kalkınma Planları ve 1980-1983 dönemi reform arayışları, büyükşehir belediyesi modeline geçişin fikrî ve yapısal temelini oluşturmuştur. 2012 tarihli 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir sınırları il mülki sınırlarına kadar genişletilmiş; kırsal alanlar da bu yönetsel yapının kapsamına alınarak büyükşehir belediyeciliği yeni bir evreye taşınmıştır. Bu çalışmada, Osmanlı’nın son dönemlerinden başlayarak 1984 (3030 sayılı Kanun çıkarılıncaya kadar) yılına kadar Türkiye’de büyükşehir belediyesi sisteminin tarihsel gelişimini yalnızca yasal düzenlemelerle sınırlı kalmadan; kalkınma planları, uluslararası yönetim modelleri ve kentleşme dinamikleri çerçevesinde çok boyutlu bir analizle ele alınıp irdelenmiştir.</p> Kıvanç ARSLAN Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 29 45 10.5281/zenodo.15244970 ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDE LEKESEL SOYUTLAMA BAĞLAMINDA PEYZAJ TEMASI VE GERÇEKÜSTÜ YAKLAŞIMLARIN BİÇİMSEL YANSIMALARI https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/558 <p>Türk resim sanatı, başlangıcından itibaren peyzaj resimleriyle belirginleşmiş ve peyzaj temasını, zaman içinde gelişimini sürdürürken de muhafaza etmiştir. Özellikle 1950’li yıllarda soyut resimle tanışan sanatçıların, doğa betimlemeleri üzerine denemeler yaparak peyzaj resmini kendi tarzlarında daha özgün yorumlarla ele aldıkları görülmektedir. Gözleme dayalı anlatım biçimleriyle başlayan soyutlanmış peyzaj resimleri, sanatçıların özgün ve duygusal tepkileriyle birleşerek farklı ifade biçimlerine dönüşmüştür. Sanatçılar, doğayı renk ve leke duyarlılıklarıyla algılamışlar ve biçimleri lekesel ve gerçeküstü bir bakış açısıyla ele almışlardır. Bu bağlamda, lekesel soyutlama tekniğiyle yapılmış peyzaj temalı resimlerde söz konusu ifade biçimlerinden biridir. Dolayısıyla, lekesel soyutlama bağlamında peyzaj teması ve gerçeküstü yaklaşımların çağdaş Türk resim sanatındaki kullanımına dair örneklerinin tespit edilerek incelenmesi ve elde edilen bulguların bir başlık altında toplanarak ilgili literatüre katkıda bulunulması ve bununla birlikte alan araştırmacılarına yeni bir kaynak oluşturulması açısından önemli olduğu düşünülmüştür. Bu bağlamda araştırma, 1950- 2024 yılları arasında çağdaş Türk resim sanatı içerisinde eser üreten sanatçılardan; Adnan Turani, Zahit Büyükişleyen, Hakan Esmer ve Barış Sarıbaş’a ait lekesel soyutlama bağlamında peyzaj teması ve gerçeküstü yaklaşımların biçimsel yansımaları görülen eser örnekleri ile sınırlıdır. İncelenmek üzere seçilen sanatçılar, araştırma konusu kapsamındaki istikrarlı tutumları nedeniyle tercih edilmişlerdir. Genel tarama modelinin esas alındığı araştırmada, nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Nitel verileri elde edebilmek için araştırma sürecinde “<em>literatür taraması ve eser analizi”</em> yöntemlerinden yararlanılmıştır.</p> Mevlüt ÖZEMİR Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 46 66 10.5281/zenodo.15315473 OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN BİLİŞSEL ESNEKLİK DÜZEYLERİNDE FARKLI DEĞİŞKENLERİN ROLÜ https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/554 <p>Bu araştırma ile okul öncesi öğretmenlerinin bilişsel esneklik düzeylerinin belirlenmek, ayrıca okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyet, mesleki deneyim, çalışılan kurum ve mezun olunan bölüm değişkenlerinin bilişsel esneklik düzeyleri üzerindeki etkisini belirlenmek amaçlanmıştır. Araştırma betimsel nitelikli nedensel karşılaştırma araştırmasıdır. Araştırmada veriler “kişisel bilgi formu” ve “bilişsel esneklik ölçeği” kullanılarak Türkiye’nin Zonguldak İl merkezi ile Ereğli ilçesinde görev yapan 195 okul öncesi öğretmeninden elde edilmiştir.&nbsp; Araştırmada betimsel istatistiklerden frekans, yüzde, ortalama, standart sapmanın yanı sıra bilişsel esneklik düzeylerinin belirlenen değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini araştırmak için bağımsız gruplar t testi, ve anova, kullanılmıştır. Sonuçlar öğretmenlerin bilişsel esneklik düzeylerinin yüksek olduğunu göstermiştir. Ayrıca öğretmenlerin bilişsel esnekliklerinin cinsiyete, mesleki deneyime ve çalışılan kurum türüne göre farklılaştığı, ancak mezun olunan bölüm türüne göre farklılaşmadığı görülmüştür.&nbsp; Okul öncesi öğretmenlerinin bilişsel esneklik düzeyleri, hem çocukların öğrenme deneyimlerini iyileştirmesi hem de öğretmenlerin profesyonel becerilerini geliştirmesi açısından önemlidir. Okul öncesi öğretmenlerin bilişsel esneklik düzeylerini artırarak, bu farklılıkları azaltmalarına yardımcı olmak için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.</p> Burcu ERTEK EROĞLU Cevat EKER Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 67 78 10.5281/zenodo.15316114 SAĞLIK TURİZMİ KAPSAMINDA DİVRİĞİ DESTİNASYONUNUN SU KÜLTÜ https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/560 <p>Sağlık turizmi kapsamında balneoterapi (su ile şifalanma), günümüzde modern tıbbın hastalıkların tedavisinde kullandığı protokollere alternatif olarak tercih edilen bir tür tedavi yöntemidir. Dünyanın çeşitli destinasyonlarında bulunan ve şifalı olduğuna inanılan kaynakların, içmelerin, kaplıcaların ve pınarların kimi hastalıkların tedavisinde kullanılması geleneği yüzyıllardan beri devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı, birçok turizm türünün gerçekleşmesi için gerekli zemine sahip olan Divriği destinasyonunun sağlık turizmi kapsamında da belirli oranda bir potansiyele sahip olduğunu belirtmektir. Divriği destinasyonunda, çoğu kırsal alanlarda olmak üzere şifalı olduğuna inanılan birçok su kaynağı vardır. Hastaların uğrak yeri olan bu suların şifa gücü, ziyaret eden insanların suyun şifalı olduğuna inanmaları temeline dayanmaktadır. Sağlık&nbsp; turizmi, dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir turizm türü olmaya devam etmektedir. Sivasın Divriği ilçesinin de sahip olduğu bu potansiyeli kullanması ile ilçe turizm gelirine olumlu yönde&nbsp; katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Şifalanma, huzur bulma veya adağın yerine gelmesi gibi çeşitli sebeplerle ilçeye gelen turizm tüketicilerinin devamlılığının sağlanması ve sürdürülebilir turizm hedeflerinin yerine getirilmesi açısından gerek kamu gerekse özel sektörün ilçe turizminin yol haritasını etkileşimli ve koordineli olarak bir an önce belirlemeleri gerekmektedir.&nbsp;</p> Figen ARSLAN KOÇKAYA Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 79 86 10.5281/zenodo.15316275 ÜLKER ÇOKONAT REKLAMININ MARKA İMAJINA YANSIMASI https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/564 <p>Markanın bir ürün hakkında tüketiciyi etkilemesindeki rolü büyüktür. Tüketicinin alacağı ürünün kalitesine, kullanış biçimine ve bu durumun bir ihtiyaç olarak değil istek ve arzu yönelimiyle yer aldığı görülmektedir. Ürünü alırken ürünün sağlık açısından ve kaliteli ürün olmasına özen gösteren tüketiciler daha fazla yer almaktadır. Tüketicinin ürünü satın almadan önce aldığı ürünün markasına ve o ürünün marka imajı üzerindeki etkisinin neler olduğunu bilmesi gerekir. Teknolojinin etkisini de ele alacak olursak reklamlarla bu ürünün güvenirliliğinin sağlanması ve ürünün tanıtımının teknolojik araçlarla daha geniş kitleye ulaşmasına aracılık edecektir. Reklamın marka imajına etkisi ise; tüketicilere anlaşılır reklam sloganlarıyla, simgelerle, logo ya da ambalajlarıyla kaliteli bir reklam elde edilmesini sağlayacaktır. Ülker markasının da içinde bulunduğu birçok markanın rekabet içinde olduğu görülmektedir. Birçok marka reklam açısından diğer markaların önüne geçebilmek için birden fazla çalışmada bulunmaktadır. Markamıza yapılan bu araştırmada Ülker Çokonat reklamının marka imajına etkisindeki rolünün neler olduğu araştırılmıştır. Önceliğimiz marka imajının üzerinde durup; Ülker Çokonat’ın diğer çikolata markalarından ayıran özelliklerini ve marka imajına etkilerinden bahsetmektir. Ülker Çokonat reklamlarda markayı nasıl yansıtacağını analiz ederek sonuca varılmıştır. Ülker Çokonat’ın tanıtım reklamlarından, reklamda kullandığı parametrelerden, ürünün muadil olduğu diğer ürünlerden öne çıkan reklam özelliklerinden ve bu özelliklerinin marka imajı üzerindeki etkisinin ele alınarak sonuçlarına değinilmiştir.</p> Nihal AYDOĞAN Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 2025-04-30 2025-04-30 11 52 87 94 10.5281/zenodo.15322047