https://socratesjournal.org/index.php/pub/issue/feedSocrates Journal of Interdisciplinary Social Researches2025-03-21T22:49:30+03:00Editörsocratesdergisi@gmail.comOpen Journal Systems<p>Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches, Akademik Paylaşım Platformu Eğitim Ltd. Şti. kapsamında, Akademik Paylaşım Platformu Yayınevi tarafından yayınlanan açık erişimli, hakemli, uluslararası bir dergidir.</p> <p>2014 yılından bu yana yayın yapan ve dünya genelinde birçok akademisyeni bir araya getiren bu platform, disiplinler arası bir buluşma noktasıdır.</p> <p>Temel amacımız uluslararası akademisyenlere entelektüel bir platform sağlamaktır. Antropolojiden ekonomiye, dilbilimden sanat tarihine, beşeri ve sosyal bilimlerdeki öncü çalışmaları ile; sosyolojiden psikolojiye, halkla ilişkilerden uluslararası ilişkilere, kriminolojiden kadın çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede, derinlemesine inceleme ve çeşitlilik sunarak bu zengin içeriklerin uluslararası arenada öne çıkmasını sağlıyoruz. </p> <p>Orijinal makalelerden teknik notlara, kapsamlı vaka çalışmalarından kitap incelemelerine kadar Socrates Journal, çeşitli yayın türleriyle bilgi paylaşımını desteklemektedir.</p> <p>Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches editörleri olarak, sizlerin kıymetli çalışmalarına ev sahipliği yapmaktan ve akademik yolculuğunuzda sizlere destek olmaktan onur duyarız.</p>https://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/546ETNOSTEAM ETKİNLİKLERİNİN PROBLEM ÇÖZME VE KÜLTÜREL FARKINDALIĞA ETKİSİ2025-03-04T12:34:15+03:00Yeşim YANARDAĞyesimyanardag2008@gmail.comBetül ÖZDEMİRbetulserefogluu@hotmail.comLeyla KULEleylakm@hotmail.com<p>Bu çalışmada EtnoSTEAM etkinliklerinin katılımcıların problem çözme becerileri ve kültürel farkındalıklarına etkisi incelenmiştir. Çalışmaya dair tüm veriler TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Destekleme Programı’nın 17. yılı kapsamındaki “EtnoSTEAM Tanıyalım Taşıyalım: Cumhuriyet” adlı projeden elde edilmiştir. Araştırmada kullanılan yöntem nitel ve nicel yöntemlerin bir arada uygulanabildiği karma yönteme ait yakınsak paralel karma desendir. Katılımcı seçiminde belli ölçütler göz önünde bulundurularak amaçlı örneklem belirlenmiş ve bu ölçütlere göre 28 ortaokul öğrencisi seçilmiştir. Katılımcılara etkinlik öncesinde kültürel farkındalık ölçeği ve problem çözme becerisi ölçeği ön test olarak uygulanmıştır. Daha sonra STEM disiplinlerinin yanı sıra tarih ve kültürün de entegre edildiği on dört farklı EtnoSTEAM etkinliği bizzat katılımcılar tarafından alan uzmanları eşliğinde gerçekleştirilmiştir. Etkinlikler sonrası çözümler, ürünler, her bir etkinlik için öz değerlendirme formları, ürün kontrol listesi, katılımcı mühendislik not defterleri ve araştırmacı günlükleri ayrı ayrı toplanmıştır. Tüm etkinlikler bitince uzmanlarca hazırlanmış yarı yapılandırılmış görüşme formu ile değerlendirilme yapılıp ardından kültürel farkındalık ile problem çözme ölçekleri son test olarak uygulanmıştır. Araştırma sonunda elde edilen veriler nitel ve nicel veri şeklinde ayrı ayrı analiz edildikten sonra bulgular tekrar birleştirilmiştir. Tüm bulgular analiz edildikten sonra nicel verilerin son test lehine farklılaştığı yani katılımcıların hem kültürel farkındalıklarının arttığı hem de problem çözme becerilerinin geliştiği belirlenmiştir. Ayrıca nitel veriler ile de EtnoSTEAM etkinliklerinin kültürel farkındalığa ve problem çözme becerisine olan etkisi ortaya çıkarılmıştır. Katılımcıların kendi bölgelerinin yanı sıra diğer bölgelere ait kültürleri de tanıyabildikleri görülmüş ve etkinliklerin problem çözme becerilerine olan etkisi detaylandırılmıştır.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/542OSMANLI MİMARİSİNDE ZARİF BİR YAZI: TA’LİK 2025-03-04T13:59:15+03:00Aliye YILMAZ2006aliye@gmail.com<p>Hat sanatı yıllardan beri usta ve öğrenci ilişkisi içerisinde ilerlemiş Arap yazısının en güzel halidir. Hüsn-i hat güzel yazı manasına gelmekte olup yıllar boyunca birçok çeşidi geliştirilmiştir. İlkyazı tipi olan <em>makili</em> yazı Arabistan'dan başlayıp İran'da gelişmiş ve Osmanlı'da zirveye ulaşmıştır. Ta’lik yazı İran'da doğmuş ve Fatih döneminde sanatkârlar vasıtasıyla Osmanlı Devleti'nde kullanılmaya başlanmıştır. Rika ve tevki yazılarından gelişmiş olan bu yazı <em>asılmak,</em> <em>askıya alınmak</em> manasına gelmektedir. Ta’lik yazı özellikle ince hatları, harflerin hafif eğik uçarcasına yazılması girift kompozisyon kullanılmaması nedeniyle zarif bir görüntü oluşturmaktadır. Osmanlı'da özellikle 18. ve 19. yy.da celi ta’lik konusunda cami, çeşme, mezar taşı, nişantaşı, levha gibi birçok yerde karşımıza çıkmaktadır. Ta’lik yazının özellikle iri harflerle yazılan celi ta’lik biçimi Osmanlı 19. yy. levha ve kitabelerinde sülüs hatla birlikte en sık kullanılan yazı çeşididir. Kitabelerde düz yazı olarak yazılan bu yazı türü bazı kitabelerde eğri yazı veya daire bir yazı olarak da kullanılmıştır. Ta’lik yazıyı yazanlara <em>nuşi,</em> yazdıkları metinlere ise <em>inşa</em> denilmektedir Osmanlı'daki en önemli temsilcisi Yesari Mehmet Esat Efendi ve bu konuda yetiştirdiği Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’dir. Özellikle Yesaridezade Mustafa İzzet Efendi’nin yetiştirdiği öğrenciler İstanbul’da bir çok yapı ve taşa ta’lik yazının en güzel örneklerini nakşetmişlerdir. Bu çalışmada ta’lik yazının özellikle İstanbul’daki örneklerde kullanımıyla ilgili bilgi verilmiştir. </p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/539DİJİTALLEŞME ÇAĞINDA KURUMSAL ARŞİVLER VE GÖRSEL HAFIZANIN KORUNMASI: DİCLE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ2025-02-19T22:22:15+03:00Ramazan KARAGÖLramazan.karagol@dicle.edu.trUğur ARSLANugur.arslan@dicle.edu.tr<p>Bu araştırmada, Dicle Üniversitesi Basın Arşivinin dijital dönüşüm süreci ele alınarak, kurumsal arşivlerin dijital ortamda korunmasının gerekliliği ve görsel hafızanın tanıtım stratejilerindeki önemi incelenmiştir. Geleneksel fiziksel arşivlerin zamanla karşı karşıya kaldığı bozulma ve erişim zorlukları, kurumsal hafızanın sürdürülebilirliği açısından dijital dönüşüm projelerinin önemini ortaya koymaktadır. Araştırma kapsamında Dicle Üniversitesi Basın Arşivinin dijitalleştirilmesine yönelik uygulamalar ve bu sürecin gerektirdiği teknik altyapı detaylandırılmıştır. Dicle Üniversitesi’nin 50 yıllık kurumsal birikimini yansıtan arşiv materyalleri dijitalleştirme kapsamına alınmıştır. Dijital arşivleme sürecinde kullanılan donanımlar ve yazılımlar, materyallerin uzun vadeli korunmasını sağlarken, sosyal medya ve web platformlarında tanıtım materyali olarak kullanılabilecek yeni fırsatlar oluşturmaktadır. Çalışmada ayrıca, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Dicle Üniversitesi arşiv odasının da bulunduğu binanın ağır hasar almasının dijital koruma projelerinin stratejik önemini pekiştirdiği vurgulanmıştır. Dijital arşivleme, hem kurumsal hafızanın korunmasına hem de daha etkin bir tanıtım stratejisinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Sonuç olarak, görsel hafızanın dijital ortamda korunmasının yalnızca akademik araştırmalar için değil, kurumsal kimlik ve iletişim stratejilerinin sürdürülebilirliği açısından da temel bir gereklilik olduğu belirtilmiştir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/533DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA HÜRRİYETİNİN ESASLARI TARİHSEL GELİŞİMİ VE İDARİ YAPTIRIMLARLA SINIRLANDIRILMASI2025-03-04T14:31:58+03:00Hasan Alican SOYCANhasanalicansoycan@hotmail.com<p>Demokratik toplumlar, yalnızca idarecilerin seçilme yöntemi ile tanımlanamaz. Demokratik toplumların olmazsa olmazı bireyin özgürlüğüdür. Bu düşünceye göre bireyin toplum içerisinde kendisini özgür bir biçimde ifade ve temsil edebilmesi, içinde bulunduğu toplumun demokrasi ölçüsü hakkında bilgi verebilecektir. Bireyin devlete karşı güçlendirilmesi özgür bir toplumu beraberinde getirecektir. Anayasamızın 26. Maddesinde ifade özgürlüğünden bahsedilmektedir. Aynı maddenin hemen ikinci fıkrasında ise sınırlamalara yer verilmektedir. Şu halde, sınırları belirli bir çember içerisinde özgür olduğumuz kabul edilmiştir. Bu, özgürlüğün kelime anlamı ile ne derecede bağdaşmaktadır. Özgürlük ve sınırlar aynı madde içerisinde düzenlenmektedir. Bu iki zıt kavramın birlikte düzenlenmiş olması da özgürlüğe olan yaklaşımı sergilemektedir. Sınırlı bir özgürlük, gerçek bir özgürlük müdür? Sınırlara inanmış olan insanın, özgürlüğü için sınır çiziyor olması kabul edilebilir bir davranış mıdır? Yoksa insan ve toplum, düşüncelerinden korktuğu için mi sınırlar koymaktadır. Toplum içerisinde sınırsız birey olamayacağından, özgürlüklerinde kısıtlanması bir nevi doğası gereğidir. Kişinin özgürlüğünün sınırı, bir başka kişinin özgürlüğü olacaktır. İngiliz yazar Evelyn Beatrice Hall’ in sözünde belirttiği gibi “Söylediklerinin hiçbirine katılmıyorum. Ancak onları ifade etme özgürlüğünü hayatım pahasına savunurum”. Şu halde, bireyin özgürlüklerinin sınırlanması bir başka bireyin özgürlüklerine müdahalenin engellenmesi veya topluluk halinde yaşamın gerekleri olarak kabul edilebilir. İfade hürriyetine karşı idarenin müdahalesinin söz konusu olabilmesi için bir kısım şart ve usullerin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bunun yanında, bu müdahalenin gerekliliği, koşulları ve ölçüsü önceden belirlenmiş olmalıdır.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/547X Y Z KUŞAKLARININ BİR ARADA ÇALIŞMASININ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ KODLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ, IKY STRATEJİLERİ BAĞLAMINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME2025-03-05T00:43:13+03:00Neva Tuğba ERtgb-r@hotmail.com<p>Son yıllarda yaşanan küresel değişiklikler, insan hayatını ve iş dünyasını derinden etkilemiştir. Teknolojik, ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler, bireylerin tutum ve davranışlarını değiştirdiği gibi, aynı zamanda işletmelerin faaliyetlerini de yeniden şekillendirmiştir. Bu değişiklikler, işletmelerin temel yapı taşlarından biri olan insan faktörünü de etkilemiştir. İnsan, her dönemin şartlarına bağlı olarak belirli tutumlar ve davranışlar geliştirir. Bu bağlamda, aynı dönemde yaşamış ve benzer toplumsal olaylardan etkilenmiş bireylerin ortak özellikler sergilemeleri, kuşak kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kuşak kavramı, belirli yıllarda doğmuş, ortak tarihi, ekonomik ve kültürel gelişmeleri deneyimlemiş ve bu deneyimlerin etkisiyle benzer tutumlar, değerler ve davranışlar geliştirmiş bireyleri tanımlamak için kullanılır. Bu projenin amacı, iş gücünde yer alan X, Y ve Zkuşakları arasındaki farklılıkları anlamak ve bu farklılıkların İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) stratejilerine nasıl etki ettiğini incelemektir. İş yerinde kuşaklar arası dinamiklerin yönetilmesinin, özellikle iş kültürü, çalışan beklentileri, performans yönetimi, eğitim ve gelişim gibi alanlarda nasıl şekillendiğini ortaya koymayı hedeflemektedir. Üç kuşağın çalışma kültürleri, motivasyon kaynakları, iş yaşamı beklentileri ve iletişim tarzlarındaki farklılıkları inceleyerek, işletmelerin bu farklılıkları nasıl etkili bir şekilde yönetebileceğine dair stratejiler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, bu kuşaklar arasında işbirliğini ve uyumu sağlamak için İKY uygulamalarının nasıl esnek hale getirilmesi gerektiği üzerine öneriler sunmayı hedeflemektedir. Proje, işletmelerin esnek çalışma ortamları, yetenek yönetimi, liderlik yaklaşımları ve çalışan bağlılığı gibi temel alanlarda kuşaklar arası farklılıkları göz önünde bulundurarak, daha etkin ve sürdürülebilir bir insan kaynakları stratejisi oluşturulmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/537ALGILANAN DEĞERİN SADAKAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE MEMNUNİYET VE MARKA DEĞERİNİN İKİLİ ARACILIK ETKİSİ: TÜRK HAVA YOLLARI ÖRNEĞİ2025-03-05T00:56:17+03:00Serdar OKANsermuz07@gmail.com<p>Bu çalışmada, Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu işletmesi olan Türk Hava Yolları’nın yolculara sunduğu hizmeti yolcunun nasıl algıladığı ve sadakat ile ilişkisini anlamak; ayrıca bu algı üzerinde memnuniyet ile marka değerinin aracı bir etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu sebeple en az 1 kez Türk Hava Yolları ile uçuş yapmış 569 kişi ile yüz yüze ve online anketler elde edilerek bir model oluşturulmuştur. Oluşturulan model ve elde edilen veriler analizlere tabi tutulmuştur. Veri analizleri IBM SPSS ile Smart PLS4 programlarında gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucu elde edilen bulgular; algılanan değerin sadakat, memnuniyet ve marka değeri ile memnuniyetin marka değeri ve sadakat ile, marka değerinin sadakat ile aralarında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğudur. Ayrıca aracı etki için bakıldığında; algılanan değerin marka değeri üzerindeki etkisinde memnuniyetin, algılanan değerin sadakat üzerindeki etkisinde yine memnuniyetin aracı bir etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Algılanan değerin sadakat üzerindeki etkisinde marka değerinin, memnuniyetin sadakat üzerindeki etkisinde marka değerinin ve algılanan değerin sadakat üzerindeki etkisinde memnuniyetin ve marka değerinin aracı bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır. Bu sonuçla yapılacak öneri; Türk Hava Yolları’nın müşteri ilişkileri yönetimi faaliyetlerini artırarak müşteri memnuniyeti üzerine yoğunlaşmalarıdır.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/550TARIMSAL YAŞAMIN HALK DANSLARINA YANSIMALARI: ADIYAMAN GALUÇ OYUNU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME2025-03-13T00:37:39+03:00Emirhan GÜLEReguler@adiyaman.edu.tr<p style="font-weight: 400;">Halk dansları, toplumların kültürel kimliklerini, tarihsel süreçlerini ve sosyal yapılarını yansıtan önemli bir sanatsal ifade biçimidir. Adıyaman yöresine özgü Galuç oyunu, tarımsal yaşamın kültürel ve toplumsal dinamiklerini yansıtan geleneksel bir halk dansıdır. Bu araştırma, tarımsal faaliyetlerin halk danslarına yansımalarını inceleyerek, Adıyaman yöresine ait Galuç oyununun müzikal yapısını ve tarımsal yaşamla olan bağlantısını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi benimsenmiş olup, doküman inceleme modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Adıyaman yöresi halk dansları oluştururken, örneklem olarak tarımsal faaliyetleri yansıtan Galuç oyunu seçilmiştir. Araştırma sonucunda, Galuç Oyunu’nun Adıyaman yöresinin tarımsal yaşamını ve toplumsal dinamiklerini yansıtan, kadın ve erkeklerin birlikte icra ettiği geleneksel bir halk dansı olduğu; müzikal yapısının 2/4’lük usûl ve Hicaz-Hüseyni makam dizileriyle zengin bir ritim ve melodik derinlik sunduğu; tohum serpme, hasat ve su dağıtma gibi figürlerle tarımsal üretim süreçlerini dramatize ettiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca, Galuç oyununun kültürel mirasın korunması ve toplumsal hafızanın aktarılması açısından önemli bir işlev üstlendiği tespit edilmiştir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/549ATANAS KARAÇOBAN'IN SANAT ANLAYIŞI2025-03-13T00:38:32+03:00Mete KARAÇOBANmkaracoban91@gmail.com<p>Bu makale, Atanas Karaçoban’ın sanat anlayışını, teknik ve malzeme kullanımını, eserlerindeki temaları ve karşılaştığı zorlukları ele almaktadır. Karaçoban, Gagauz kültürel kimliğini sanatına yansıtarak heykel ve desen sanatında önemli eserler üretmiştir. Çalışmalarında mitolojik figürler, tarihsel olaylar ve milli kimlik unsurlarını ele alırken, geleneksel ve modern teknikleri bir araya getirmektedir. Sanatçının estetik anlayışı, yalnızca sanatsal form ve teknikle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda kültürel bir anlatı olarak da değerlendirilmektedir. Makale, Karaçoban’ın çocukluk yıllarında ailesinin sanata yönlendirmesinden itibaren nasıl bir sanat yolculuğu izlediğini ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türkiye’ye göç etmesinin sanatsal üretimine nasıl bir yön verdiğini incelemektedir. Sanatçının heykel pratiğinde malzeme seçimleri, teknik uygulamalar ve desen çalışmalarına verdiği önem tartışılmaktadır. Ayrıca, sanat dünyasında karşılaştığı zorluklar, akademik kariyeri ve sanatsal mirasına ilişkin görüşleri ele alınarak, onun sanatta bıraktığı kalıcı izler analiz edilmiştir. Bu çalışma, sanatçının eserleri ve sanatsal görüşleri üzerine yapılan literatür taraması ve doküman incelemesi temelinde gerçekleştirilmiştir. Sanatçı ile yapılan kişisel görüşmelerle bu veriler desteklenmiştir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/548TURİZM PAZARLAMASINDA DİJİTAL DÖNÜŞÜMLER2025-03-15T10:08:53+03:00Figen ARSLAN KOÇKAYAfigenarslan@cumhuriyet.edu.tr<p>Dijital dönüşüm ve endüstri 4.0 kavramı son zamanlarda turizm endüstrisinde büyük değişimlere sebep olmuş ve turizm firmaları açısından rekabetin, gelişmenin ve sürdürülebilirliğin zorunlu stratejisi haline gelmiştir. Dijital dönüşümler ve teknolojik yenilikler, insanların hayatlarını, mesleklerini, yaşam alışkanlıklarını, sosyal davranışlarını ve satınalma karalarını etkilemekte ve turizm firmalarının uluslararası pazarda yer almaları için yeni imkanlar sunmaktadır. Bu makalenin amacı, turizmde dijital dönüşüm, turizm 4.0, yapay zeka, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, büyük veri, nesnelerin interneti, blok zinciri, mobil teknolojiler, bulut bilişim, robotik gibi dijital teknolojilerin turizm sektöründeki yansımalarını araştırmaktır. Bu makalenin kavramsal çerçevesi için literatür incelemesi yöntemi kullanılmış, dijital dönüşümü uygulayan ulusal ve uluslarası turizm firmalarına ait bilgileri için veritabanları detaylı bir şekilde taranmıştır. Bu makalenin bulguları arasında, turizmde dijital dönüşümün firmalara sağladığı fırsatlar ve dijitalleşmenin mevcut turizm deneyimlerine sunduğu katkılar yer almaktadır. Bu makale ile dijital dönüşümün, turizm ürünlerine değer kattığı, işletmeleri için uluslararası pazarda rekabet avantajı sağladığı, müşteri memnuniyeti, ürün geliştirme ve büyüme konularında turizm işletmelerine önemli destekler sunduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca makale sonucunda turizm işletmelerinin büyüme stratejilerine teknolojik yenilikleri ve inovasyonları da dahil etmeleri gerektiği tavsiye edilmiştir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/511ZİHİNSEL DAYANIKLILIĞI ARTIRMANIN SIRADIŞI YOLLARI2024-12-27T17:39:03+03:00Erdem OYLUMerdemoylum@hotmail.com<p>Zihinsel dayanıklılık, bireylerin kriz, stres ve belirsizlik durumlarına uyum sağlama, bu süreçlerden güçlenerek çıkma ve duygusal dengeyi koruma kapasitesini ifade eder. Bu beceri, yalnızca bireylerin psikolojik refahını desteklemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal ve organizasyonel başarı için de kritik bir rol oynar. Günümüz dünyasında, bireyler ve kurumlar pandemi, ekonomik dalgalanmalar, dijital dönüşüm ve hızlı değişen iş dinamikleri gibi küresel zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu tür belirsizlikler, dayanıklılığın yalnızca içsel bir özellik değil, aynı zamanda geliştirilebilir bir beceri olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, zihinsel dayanıklılığı artırmada yenilikçi ve bilimsel olarak desteklenmiş yöntemleri incelemektedir. Sanat terapisi, bireylerin duygusal ifadelerini güçlendirerek stres yönetimine katkıda bulunurken; fiziksel dayanıklılığı artıran aktiviteler, zihinsel dayanıklılığın güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Hikâye anlatıcılığı, bireylerin zorlayıcı deneyimlerini anlamlandırmasını sağlarken, deneme-yanılma yöntemi ise öğrenme ve gelişimi teşvik eden bir strateji olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, bankacılık gibi stres seviyesi yüksek sektörlerde zihinsel dayanıklılığı destekleyen stratejiler analiz edilmiştir. Bulgular, bu yöntemlerin bireylerin stresle başa çıkma becerilerini güçlendirdiğini ve organizasyonların sürdürülebilir başarısına katkıda bulunduğunu göstermektedir. Zihinsel dayanıklılık, bireysel gelişimi ve toplumsal uyumu destekleyen temel bir beceri olarak giderek daha fazla önem kazanmaktadır.</p>2024-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/531“ÖTEKİ BEDEN”DE SİBERFEMİNİST YANSIMALAR 2025-03-04T11:46:31+03:00Rabia ÇİZMECİLERrabiaaydogdu8@gmail.comÖzlem GÖKozlemgok23@gmail.com<p>Siberfeminizm, dijital teknolojilerin toplumsal cinsiyet, kimlik ve beden anlayışları üzerindeki etkilerini ele alan bir kavram olarak, postmodern düşüncenin bir uzantısıdır. 1980’lerin ortasında Donna Haraway tarafından yazılan “Siborg Manifestosu” ile temelleri atılan siberfeminizm, biyolojik sınırları aşan, teknolojiyle harmanlanmış kimlikler ve bedenler fikrini tartışmaya açmıştır. Bu bağlamda siberfeminizm, bedeni yalnızca biyolojik bir yapı olmaktan çıkarıp dijitalleşen, değişen ve dönüşen bir veri alanı olarak incelemektedir. Dolayısıyla "öteki beden," normatif biyolojik ya da kültürel yapılar dışında kalan, dışlanan ya da yeniden tanımlanan bedenleri ifade etmektedir. Dolayısıyla araştırmada siberfeminizm çerçevesinde "öteki beden" kavramının çağdaş sanattaki yansımalarını incelemek amaçlanmıştır. Bu bağlamda dört önemli sanatçının araştırmaya konu olan sanat üretimleri örneğinde, “öteki beden”in çağdaş sanattaki temsil biçimleri ve siberfeminizmin bu temsillerdeki rolü ele alınmıştır. Heather Dewey-Hagborg’un “Xeno in Vevo”, Tabita Rezaire’in “Deep Down Tidal”, Sondra Perry’nin “Graft and Ash for a Three Monitor Workstation” ve Claudia Hart’ın “Body on Screen” isimli üretimleri, dijital teknolojilerin çağdaş sanattaki yansımaları ve “öteki beden”in temsiline dair önemli örnekler sunmaktadır. Bu dört sanatçının üretimleri üzerinden görsel analiz ve teorik çerçeve kullanılarak siberfeminizmin “öteki beden” anlayışı analiz edilecektir. Siberfeminizmin çağdaş sanatta “öteki beden” kavramına olan etkileri araştırmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Sanatın toplumsal normları ve kimlik yapılarını nasıl sorgulayıp dönüştürdüğüne odaklanılarak, dijital teknolojilerin toplumsal yapıları dönüştürme potansiyeline sahip olduğu vurgulanacaktır. Araştırma çağdaş sanatın ve siberfeminizmin kesişim noktasındaki güçlü etkilerinin ortaya konması bağlamında önem taşımaktadır. Sonuç olarak bu araştırma, çağdaş sanatın “öteki beden”in temsili ile dijital teknolojiler arasındaki ilişkilerini inceleyerek, siberfeminizmin beden politikalarına dair nasıl eleştirel bir bakış açısı sunduğunu ortaya koymuştur. Araştırmada ele alınan üretim örnekleri, dijital teknolojiler ve siberfeminist yaklaşımlar aracılığıyla, toplumsal normların nasıl sorgulandığını ve toplumsal cinsiyet, kimlik ve beden kavramlarının nasıl yeniden inşa edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla bu araştırma, sanat ve teknolojinin kesişimini toplumsal yapıları yeniden hayal etmek için güçlü bir alan olarak vurgularken, siberfeminizmin beden politikalarına dair eleştirel rolüne dikkat çekmektedir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/551BAĞLAMA’DA ŞELPE TEKNİĞİ İLE KLASİK BATI MÜZİĞİ ESERLERİ YORUMLAMA TÜRK MARŞI (RONDO ALLA TURCA) ÖRNEĞİ2025-03-16T10:50:52+03:00Bilal DİZDARbilal.dizdar@giresun.edu.tr<p>Müzik dünyasında klasik batı müziği eserlerinin solo çalgı icrası; piyano, keman, yan flüt gibi Tampere sisteme uygun batı müziği çalgıları ile yapıldığı bilinmektedir. Geleneksel ve etnik çalgıların, bu müzik türünde kullanımı nadir olarak görülmektedir. Bu çalışmada, Türk halk müziği geleneğiyle özdeşleşmiş olan bağlama çalgısının; tonal özellikleri, teknik kapasitesi ve geleneksel kullanım biçimleri dikkate alınarak, klasik batı müziği repertuvarında yeni bir yorum biçimi sunma potansiyeli amaçlanmıştır. Araştırmada örneklem olarak, Wolfgang Amadeus Mozart’ın Osmanlı’nın Mehter marşının ritimlerinden esinlenerek bestelediği 11 numaralı La majör piyano sonatının (K. 311) 3. bölümü “Rondo alla turca” (Türk usulü rondo) günümüzde bilinen adıyla Türk Marşı eseri kullanılmıştır. Klasik batı müziği eserlerinin bağlama gibi geleneksel çalgılara uyarlanması; kültürler arası etkileşimi desteklemesi ve müzikal dilde yeni anlatım biçimlerine olanak tanıması açısından önem arz etmektedir. Araştırmada betimsel yöntemin tarama (survey) modelinden yararlanılmıştır. Bu yöntemler ile elde edilen veriler, analiz edilerek TAB (Tablatur) nota okuma şeklinde bağlamaya şelpe tekniği ile uyarlanmıştır. Bu araştırmanın sonucunda bağlama repertuvarına sonat formunda bestelenmiş bir eserden bir bölüm kazandırılmıştır. Ayrıca bu süreçte uygulanan yöntemin, klasik batı müziği eserlerinden bağlama gibi geleneksel çalgılara yapılacak olan uyarlama çalışmalarına yol gösterici olacağı düşünülmektedir.</p>2024-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/553İSTANBUL ÖZELİNDE BELEDİYE ÇALIŞANLARININ GÖÇMENLERE YÖNELİK ALGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ2025-03-20T19:47:34+03:00Dilek KARABENK GÜRSUdilek_karabenk@hotmail.com<p>Yapılan araştırmada belediye çalışanlarının göçmenlere yönelik algılarının çeşitli değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca araştırmada belediye çalışanlarının göçmenlere yönelik algılarının cinsiyet, öğrenim durumu, medeni durum, görev süresi ve görev yapılan belediye değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık gösterme durumunu incelemekte amaçlanmıştır. Belirtilen amaçlar doğrultusunda araştırmada nicel araştırma desenlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli kapsamında araştırmanın evrenini, 2024 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerindeki çalışanlar oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini ise evrende yer alan belediye çalışanları arasından “Basit Seçkisiz Örnekleme” yöntemi ile belirlenen 510 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için “Kişisel Bilgi Formu” ve “Göçmen Algısı Ölçeği” nden yaralanılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları ile toplanan veriler normal dağılım göstermesinden dolayı aritmetik ortalama ve standart sapma gibi betimsel istatistiki yöntemlerin yanında Bağımsız Örneklemler t-Testi ve ANOVA gibi parametrik çıkarımsal istatistiki yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada belediye çalışanlarının göçmenlere yönelik algı düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında araştırmada belediye çalışanlarının göçmenlere yönelik algılarının cinsiyet, öğrenim durumu, medeni durum, görev süresi ve görev yapılan belediye değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği de belirlenmiştir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/527ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA GÜÇLENDİRİCİ LİDERLİĞİN KURAMSAL TEMELDE İNCELENMESİ2025-01-25T13:02:30+03:00Dr. Yusuf GEZERyusufgezer5@hotmail.com<p>Bu çalışma, özel öğretim kurumlarında güçlendirici liderliğin kuramsal temellerini incelemekte ve bu liderlik tarzının kurumların başarısına olan etkisini tartışmaktadır. Güçlendirici liderlik, çalışanların yetkilendirilmesi, motivasyonlarının artırılması ve örgütsel bağlılıklarının güçlendirilmesi temeline dayanır. Bu liderlik tarzı, özellikle eğitim kurumlarında öğretmenlerin ve diğer çalışanların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına ve kurumun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunur. Güçlendirici liderlik, çalışanlara görevlerinde daha fazla yetki ve sorumluluk verme, karar alma süreçlerine aktif katılım sağlama ve iş süreçlerinde özerklik kazandırma olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, çalışanların örgüte olan bağlılıklarını artırırken aynı zamanda bireysel gelişimlerini de desteklemektedir. Özel öğretim kurumları, kamu eğitim kurumlarına kıyasla daha rekabetçi bir ortamda faaliyet gösterir. Bu kurumlar, öğrencilerine daha kaliteli bir eğitim sunmak ve velilerin beklentilerini karşılamak zorundadır. Bu nedenle, özel öğretim kurumlarında liderlik, kurumun başarısı için kritik bir rol oynar. Güçlendirici liderlik, bu bağlamda özel öğretim kurumlarının hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak etkili bir yönetim modeli olarak öne çıkmaktadır. Özel öğretim kurumlarında güçlendirici liderliğin önemi, özellikle öğretmenlerin motivasyonu ve mesleki gelişimi açısından belirgindir. Öğretmenler, eğitim sürecinin en önemli aktörleridir ve öğrencilerin başarısı büyük ölçüde öğretmenlerin performansına bağlıdır. Güçlendirici liderlik, öğretmenlerin yeteneklerine güvenerek onları yetkilendirir ve karar alma süreçlerine dâhil eder. Bu durum, öğretmenlerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlar ve mesleki bağlılıklarını artırır. Ayrıca, güçlendirici liderlik, özel öğretim kurumlarında yenilikçi eğitim modellerinin uygulanmasını teşvik eder. Öğretmenler, yetkilendirildiklerinde kendi yöntemlerini geliştirme ve uygulama konusunda daha özgür hissederler. Bu durum, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına daha iyi yanıt veren bir eğitim ortamının oluşmasını sağlar. Örneğin, öğretmenler, öğrencilerin öğrenme stillerine uygun yöntemler geliştirerek derslerini daha etkili bir şekilde işleyebilirler. Güçlendirici liderlik, özel öğretim kurumlarında takım çalışmasını da teşvik eder. Lider, çalışanlar arasında iş birliği ve dayanışmayı artırarak, kurumun hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırır. Öğretmenler, birbirlerinin deneyimlerinden ve bilgilerinden yararlanarak daha etkili bir eğitim süreci oluşturabilirler. Bu durum, özellikle özel öğretim kurumlarında sıkça karşılaşılan rekabetçi ortamda, çalışanlar arasında uyum ve iş birliğini artırır. Güçlendirici liderliğin özel öğretim kurumlarına etkileri, özellikle öğretmenlerin performansı, öğrenci başarısı ve kurumsal bağlılık açısından incelenebilir. Bu liderlik tarzı, öğretmenlerin motivasyonunu artırarak, onların daha yüksek bir performans sergilemelerini sağlar. Öğretmenler, yetkilendirildiklerinde kendi işlerini daha iyi yönetebilir ve öğrencilere daha etkili bir şekilde rehberlik edebilirler. Bu durum, öğrencilerin akademik başarısını olumlu yönde etkiler. Ayrıca, güçlendirici liderlik, özel öğretim kurumlarında öğretmenlerin mesleki gelişimini destekler. Lider, öğretmenlere sürekli eğitim ve gelişim fırsatları sunarak, onların mesleki bilgi ve becerilerini artırmalarını sağlar. Bu durum, öğretmenlerin kendilerini daha yetkin hissetmelerine ve öğrencilere daha kaliteli bir eğitim sunmalarına katkıda bulunur. Güçlendirici liderlik, özel öğretim kurumlarında kurumsal bağlılığı da artırır. Çalışanlar, kendilerini değerli hissettiklerinde ve örgütsel hedeflere ulaşmak için aktif bir şekilde çaba gösterdiklerinde, kuruma olan bağlılıkları artar. Bu durum, özellikle özel öğretim kurumlarında çalışanların sık sık değiştiği bir ortamda, kurumsal sürekliliği sağlamak açısından önemlidir.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/552PATRİYOT GELENEKLERİNİN PATRİYOT OYUNLARININ İCRALARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ2025-03-21T22:49:30+03:00Seren ERAVCIseren.eravci@giresun.edu.trAyrin ERSÖZayersoz@gmail.com<p>Bu çalışma Türkiye Trakyası’nda yaşayan Patriyotların geleneklerinin Patriyotlar geleneksel oyunları ile olan bağlantılarını incelemektedir. Türkiye Trakyası adı verilen bölge içerisinde 5 tane il bulunmaktadır. Bu iller İstanbul (kısmen), Çanakkale (kısmen), Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’dir. Çalışma kapsamında belirlenen bölgede yaşayan Patriyot nüfusunun yoğun olduğu bölgeler tespit edilip, gerekli kurum ve kişiler ile yapılan görüşmeler doğrultusunda elde edilmiş olan bulgular sunulmuştur. Bu çalışma, Patriyot topluluğu hakkında genel bir bilgi vermiş olup, Patriyot eğlence kültürü ve Patriyot oyunlarının genel karakteristik özelliklerine de yer vermektedir. Çalışma içerisinde Patriyot geleneklerinin oyunlara olan etkilerine değinilmiştir. Bu gelenekler Kasap, Tu Pişkeş, Şarba Yakma ve Testi Kırma gelenekleridir. Yapılan bu çalışma doğrultusunda bu geleneklerin günümüzdeki durumlarına da değinilmiştir. Günümüzde geleneklerin nasıl değişime uğradığı ve ne şekilde gerçekleştirildiği aktarılmıştır. Ayrıca oynanan oyunların müzikal nota örnekleri de çalışma içerisinde yer almaktadır. Son kısımda ise bu değişikliklere ve geleneğin günümüzde gerçekleştirilememesinin sebep ve sonuçları, oyunlar ve gelenekler teker teker ele alınarak ve maddeler halinde aktarılmıştır.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researcheshttps://socratesjournal.org/index.php/pub/article/view/538SOKAK YEMEKLERİNİN TÜKETİMİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER: ESKİŞEHİR İLİNDE BİR UYGULAMA2025-03-05T00:55:07+03:00Kadriye KOÇKAYA YALÇINkadriyekockaya@gmail.comSeval BAŞARAN GÜNsevalgun26@gmail.comÖzcan YALÇINozcanyalcin26@gmail.comFatma KOCABAYfatmakocabay@gmail.com<p> Günümüzde sokak yemeği kültürü dünya üzerinde çeşitlilik ve zenginlik göstermektedir. Araştırmanın özgünlüğünü ortaya koymak için yoğun bir literatür araştırması yapılmıştır. Türkiye’de Sokak yemekleri tüketiminin yaygın olmasına rağmen, ilgili literatürde sokak yiyeceklerine ve sokak yiyeceklerinin tüketilmesine yönelik yapılmış çok az çalışmanın mevcut olduğu görülmüştür. Bu çalışmanın amacı Eskişehir ilinde sokak yiyeceklerinin tüketilmesinde etkili olan faktörlerin araştırılmasıdır. Araştırma Eskişehir’de Sokak yemekleri tüketen tüketiciler üzerinde uygulanmıştır. Bu amaçla uygulamanın özellikle sokak yiyeceklerinin tüketiminin yoğun olduğu merkezi bir bölgede gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan sokak yiyeceği tüketicileri farklı yaş ve meslek gruplarından oluşmaktadır. Çalışma kapsamında veri toplama süreci yüz yüze görüşme yoluyla yapılmıştır. Araştırma kapsamında veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu amaçla Eskişehir ilinde sokak lezzetlerini tüketen 12 katılımcıdan elde edilen veriler incelenmiş ve çeşitli bulgulara ulaşılmıştır. Çalışma kapsamında araştırılan sokak lezzetleri tüketimlerinde, tüketicilerin sokak lezzetlerine ilişkin tercihlerinde sosyo-demografik faktörlerin önemli bir değişken olduğunu göstermektedir. Yaş, eğitim durumu ve cinsiyet değişkenlerinin sokak yemeklerinin tercihinde önemli farklılıkların ortaya çıkmasına neden olduğu bulgusu ortaya konulmuştur.</p>2025-03-16T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Socrates Journal of Interdisciplinary Social Researches